29 Temmuz 2015 Çarşamba

BUDA’NIN ON DÜNYA GÖRÜŞÜ

Bu görüş günlük hayata en etkili biçimde, Japonya’da XIII. Yüzyılda, Nichiren Daishonin tarafından geçirildi. Nichiren bir tür Japon Sokrates’ti. Bilge ve iyiliksever bir öğretmen, aynı zamanda bir Budist rahip  ve alim olan Nichiren, zamanında yaşanan yozlaşmaları gözler önüne sererek kendini ciddi bir politik kavganın içine sokmuştu. Özellikle de Budizm’in yönetici sınıf tarafından yozlaştırıldığını ve kitlelerin aydınlanması ve kalkınması yerine onları güçsüzleştirmek ve kontrol altında tutmak için kullanıldığını ortaya koymuştu. (Bütün dinler bu aşamadan geçer. Bazıları orada uzun zaman kalır. ) Tahmin edebileceğiniz gibi Nichiren, bu doğruları söyleyerek çok sayıda düşman edinmişti. Aynı zamanda az sayıda nüfuzlu arkadaşı da olmuştu. İdam cezasından kıl payı kurtulmuş, acımasız sürgünlere katlanmıştı. Ama hayatta kalarak diğer konuların yanı sıra On Dünya öğretisini de kapsayan Lotus Sutra’nın büyük yorumcusu olmuştu.
  On Dünya aslında zihnin eşzamanlı olarak yaşadığı on farklı halidir. Güvecin içindeki malzemeler gibi hepsi bir arada var olurlar. Ama ne düşündüğünüze veya yaptığınıza veya çevrenizde neler olduğuna bağlı olarak, verili herhangi bir anda bu hallerden birini öncelikli olarak yaşarsınız. Bilincinizin ön safhalarına geçer ve sadece bir süreliğine diğerlerini gölgede bırakır. Gün içinde (ve siz uyurken de) pek çok kez bir hal diğerine dönüşür. Bu haller nelerdir? Adları cehennem, açlık, içgüdü, öfke ve sakinlik, esrime, öğrenme, kavrama, yardım etme ve uyanıştır. Özellikleri nelerdir?
  • CEHENNEM: Kötü ya da hoşa gitmeyen bir şey olduğunda sinirlenir yada üzülürsünüz. Herhangi bir endişe, korku ya da başka bir kaygı cehennem gibi olabilir. Kronik depresyon gibi hastalıklar ya da manik depresyonun depresyon hali de cehennem gibidir. Bazen patronlar, evlilik ya da iş hayatı da öyledir. Öfkeyle kendilerini yiyen insanlar cehennemdedir. Acı yada sıkıntı çektiğimizde cehennemde hissederiz. Burası mantığın ya da tutkunun da ötesinde, bulunabilecek en kötü haldir.
  • AÇLIK: Burada bahsedilen fiziksel açlık değil arzudur. Alkol, uyuşturucu ya da diğer şeylere bağımlı insanlar gibi saplantılı insanlar bu açlığı çeker. Çok sayıda obez insan, hayatlarında anlam, amaç, sevgi ya da şefkat için korkunç bir açlık içindedirler ve bu açlığı yemekle bastırmaya çalışıp başarılı olamazlar. Sürekli yerler ama doymazlar. Bu tür açlıklar uç (ya da yapay) tutkulardır.
  • İÇGÜDÜ: Bunlar size bedensel doğanızın verdiği hayvani iştah ve dürtülerdir. Hava, yemek, içmek, uyumak, sevgi, şefkat, boşaltım ve sekse olan normal ihtiyaçların hepsi içgüdüseldir. Öğrenilmiş değillerdir. Kimse size susamaya, yorulmayı, sevgi beklemeyi ya da şehvet duymayı öğretmez. Ne zaman yemeniz gerektiğini bilmek için bir saate ihtiyaç duymazsınız; mideniz size söyler. Hayvani iştahlarımız normal (doğal) tutkulardır.
  • ÖFKE: Öfke, sinirlenmekten daha fazla anlam taşır. Bazıları sürekli öfkeli görünür bazıları da ara sıra huysuzlaşır. Bazıları sokaklarındaki bir otomobilin alarmı ya da metro da duydukları ucuz parfüm kokusu gibi bir uyarandan rahatsız olur. Bazıları rahatsızlık veren uyarana karşı mücadele etmeye meyillidir ve sürekli olarak kendi inançlarını öfkeyle kabul ettirmeye çalışırlar. Bazıları her zaman tartışmacı veya aşırı eleştireldir. Bazıları ise kibirli ve sadisttir. Bu tür öfkeler mantıksız ve abartılmış tutkulardır.
  • SAKİNLİK: Bu hal, zihninizin sakin bir günde bir gölün durgun yüzeyi gibi dingin olduğu sakin bir durumdur. Bu hali genellikle yorucu bir fiziksel çabadan veya ağır bir yemekten sonra, meditasyon sırasında, uzun bir yolculukta, hayal kurarken ya da uykunun bazı aşamalarında yaşarsınız. Sizi özellikle rahatsız eden kendiniz dahil hiçbir şey yoktur. Sakinlik doğallıktır hem tutkunun hem mantığın olmadığı halidir.
  • ESRİME: Bu bir ani mutluluk yada çoşku halidir. İş yerinde terfi ya da zam almış olabilirsiniz. Belki de kişisel bir yenilenme yaşamış yada hayallerinizdeki evi satın almışsınızdır. Bu ve benzeri durumlar devam ettiği sürece esrime halinden daha iyi hissettiren hiçbir şey olamaz. Esrime durumu en mutluluk verici tutkudur ama tam da bu yüzden sonsuza dek sürmez.
  • ÖĞRENME: Bu halde kavrama yeteneklerinizi geliştirir, entelektüel kaslarınızı esnetirsiniz. Yeni bir dil, bir kavram, bir müzik parçası ya da yeni bir oyun öğreniyor olabilirsiniz. İlgilendiğiniz ne olursa olsun düşünen zihniniz meşgul ve donanımlıdır. Mantık yürüten bir bireysinizdir.
  • KAVRAMA: Kavramak keşfetmek, yaratıcılık, icat ve bağlantı kurmak demektir. Kavrayış, yaratıcı tutkudan ilham alan mantıktır.
  • YARDIM ETME: Zihnin yardım etme hali vericidir. Bu halin daha yüksek seviyelerinde karşılık beklemez. Sadece başkalarının kaygılarını rahatlatmayı amaçlar. Böyle yardımcılara ‘ bodisatva’ denir.
    • UYANIŞ:Diğer dokuz dünya, az ya da çok zihnin kısmen uyanık halleridir. Tamamen uyanışın dünyası Buda’nın zihin durumudur. Lotus Sutra sizin de bir Buda olduğunuzu ama bunu tamamen fark etmemiş olabileceğinizi öğretir. Bu, acının bile sükunetle dindiği tek haldir. Cehennemden etkilenmez. Bulunulacak en iyi haldir.
    • https://svetlena87.wordpress.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder