2014 Dünya Felsefe Gününden bu
yana dünyamıza damgasını vuran, daha çok vahşileşen eylemlerin yarattığı terör
olayları ve bu terörden kaçanların denizlerde
yitişleri oldu.
Türkiye ve daha birkaç devlet
onlara sığınanlarıkabul ediyor, bazı sivil toplum kuruluşları yardım eli
uzatıyor; bir kısım devlet ise kendi ülkelerinden kaçıp sınırlarına gelen
insanlar ülkeye girmesin diye tel örgüler yerleştiriyor, duvar örüyor; birkaç
Avrupa devleti de, küçük Aylan’ın resmi dünya basınında yayımlandıktan sonra,
belirli sayıda mülteci kabul ediyor.
Denizin kıyıya vurduğu çocuğun
resminin yayımlanması –bildiğiniz gibi– tartışma konusu olmuştur. Kimilerine
göre bu,çocukların resimlerini yayımlamayı yasaklayan etik normun bir ihlaliydi;
kimilerine göre ise böyle bir ihlal yoktu. Evet,ihlal yoktu. Bu savın gerekçesi
de, bu normu getirmenin amacında bulunabilir: Niçin çocukların resimleri
yayımlanmamalı? Bu normun temelinde çocuklara zarar vermemek kaygısı, onları
koruma düşüncesi yatıyor. Hangi zararı verebilirdi bu resim küçük Aylan’a?
Üstelik bu resim, bazı devletlerin mülteci kabul etme kararını bir an önce
vermelerini sağladı.
Şimdi tartışılması, sonra da
gerçekleştirilmesi gereken, insanların ölümü göze alarak ülkelerinden kaçmamaları
için, o ülkelerin ve uluslararası topluluğun alması gereken uzun ve orta vadeli
önlemlerdir.Aynı şekilde, insanların terörist olmamaları ve sayısı gitgide
artan canlı bombaya dönüşmemeleri için, alınması gereken orta ve uzun vadeli
önlemleri tartışmak ve gerçekleştirmek gerekiyor.
Ülkemizi ziyareti sırasında
Uruguay’ın eski Devlet Başkanı Jose Mujica’nın, Hürriyet’te yayınlanan bir
söyleşisinde şu söyledikleri –bu bağlamda ‘kültür’ terimini doğru anlamak
koşuluyla– bilgece bir saptamayı dile getiriyor: “Kültürü değiştirmezsen,
hiçbirşey değişmiyor ve en zoru da kültürü değiştirmektir. Yeni ve farklı bir
kültür yaratmanın merkezinde de felsefe ve etik yatıyor”.
Bizim işimiz, açıklığa
kavuşturduğumuz kavramlara ayaklarımızı basarak, gerçekliğin gözünün içine baka
baka, bıkmadan-usanmadan ve umutsuzluğa kapılmadan, felsefî bilgi ortaya koymak
ve amacına uygun gerçekleştirilen felsefe eğitimininişlevini yerine
getirmektir.
Değerli meslekdaşlarım, Sizlerin
ve bütün felsefe sevenlerin 2015 Dünya Felsefe Günü kutlu olsun.
Ioanna Kuçuradi
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı
(Felsefeyi
ve sorgulamayı seven biri olarak ben birşeyler eklemek isterdim ama İoanna
Kaçuradi Türkiye Felsefe Kurumu Başkanına yaraşır şekilde bir Dünya Felsefe
günü yazısı yazmış ki ancak paylaşmakla yetinmeye karar verdim
GREENSEA
GREENSEA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder