9 Ağustos 2015 Pazar

GÖKTEN ZEMBİLLE İNEN JAPONLARIN YARATILIŞ EFSANESİ

Dünyadan izole, kuşun uçmayıp kervanın mümkünse geçmediği bu adaya Japon halkı nereden gelmişti? Gökten zembille mi inmişlerdi?
  Japonlar, gökten zembille indiklerine inanıyorlar( mecazen değil kelime anlamıyla). Japon adalarının tanrılarının ve halkının varoluş hikayesi birçok metaforu barındıran bir erotik mitolojik hikaye. Tanrı İnzaghi (esas oğlan) ile tanrı İzanami (esas kız) iki kardeştir. Abileri İnzaghi cennetten kaçıp İtalyan liginde futbolcu olduktan sonra, İzanagi ve İzanami Tanrılar Yönetim Kurulu tarafından dünyaya yaratılış için gönderiliyorlar. İki kardeş okyanusun üzerinde, havada asılı bir köprüde üzerine basacak hiçbir kara parçası olmadan kalakalınca, yukarı seslenip görmüş geçirmiş tanrılardan yardım istiyorlar. Yukarıdan iki kardeşe mücevherlerle kaplı bir mızrak gönderiliyor. İzanagi bu mızrak ile okyanusu karıştırmaya başlıyor, mızrağı sudan çıkardığında ucundan damlayan damlalar da kristalleşerek Japon adalarını oluşturuyor. Böylece üzerinde eyleme geçebilecekleri bir kara parçası vücuda geliyor. Daha sonra İzanagi ( davet eden erkek), İzanami’ye (davet eden kadın) nasıl olduğunu soruyor.
İzanami: Her şey yolunda… Mutluyum ve yaşıyorum. Ancak içimde bir boşluk var.
İzanagi: Bende öyle hissediyorum. Bir farkla, bende bir boşluk değil, fazlalık var! Neden o zaman bendeki fazlalıkla sendeki boşluğu bir araya getirmiyoruz?
Ve harekete geçiyorlar. Ancak gayet özürlü ve hilkat garibesi bir çocukları oluyor. “Biz nerede yanlış yaptık diyerek” tekrar yukarıdaki tanrılara danışıyorlar. “Sizde amma soru sordunuz “diyen tanrılar ipucunu veriyor: cilveleşmeyi kadın değil erkek başlatacak! Böylece bugün bile geçerli olan Japon kadınının toplumdaki çekingen hali daha yaratılmadan çiziliyor: ağzını fazla açma her şeyi kocana bırak!
Bu tavsiye üzerine dizginleri ele alan İzanagi hemen İzanami’ye yaklaşıp iltifatlara başlıyor;
“Sen ne kadar güzel bir kızmışsın öyle!”
“Sende çok tatlı bir oğlanmışsın!”
Doğru sıralamayla işe başlayınca hayırlı sonuçlar ortaya çıkıyor ve Şinto inanışındaki tanrılar birer birer Japonya topraklarında doğmaya başlıyor. Ancak İzanami ateşten bir bebeği doğururken ölüyor ve yer altı dünyasına gidiyor. Çok üzülen İzanagi de onu takip ediyor ve orada eşini / kız kardeşini buluyor. Ancak yer altı dünyasının yiyeceklerinden bir kere yemiş bulunan ve yaratığa dönüşen İzanami’nin yeryüzüne dönmesi artık mümkün olmuyor. İzanagi korku içinde yer altı dünyasına girişi olan mağaranın ağzını büyük bir kayayla kapatarak kaçıyor. “Beni burada bırakıp gidersen dünyadan her gün 1000 can alırım” diye bağırıyor; İzanagi de “Bende her gün 1500 yeni cana hayat veririm” karşılığını veriyor ve Japon adalarında hayat başlıyor.
Mitoloji de dünyanın yaratılışındaki kadın erkek dengesinin vurgulanmasına ve doğu felsefesinde önemli yer tutan yin-yang güçlerine göndermelerde bulunmasına bakılarak Japon yaratılış efsanesinin evrensel semboller taşıdığı belirtiliyor. Hikayede İzanami’nin ateş bebek doğururken ölmesinin  ise, ateşe yüklenen kültür bilgi ve teknolojik gelişme gibi unsurların insanlık tarihinde uğursuzluklara ve felaketlere yol açacağını ima ettiğini söyleyen kaynaklarda bulunmakta…
Kaynak: Japon Yapmış
Onur Ataoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder